9 Ekim 2011 Pazar

Çakışma - (Son Patlama) Bölüm-2

Çakışma - (Son Patlama) Bölüm-2
Arıza

Saat 17:00'ye kadar Zonlabda her şey yolundaydı.. Ekipteki isveç'li Elektronik Mühendisi Oscar endişeli bir şekilde kontrol odasına girdi.
-Bir sıkıntımız var..
Oscar o güne kadar yaşanan sıkıntıların aksine birşeyler olduğunu ilk etapta anlatamamıştı vurgusunda.Aslında bu Oscarın Karakteristik bir özelliğiydi. Babası Norveç annesi ise Rus bir öğrenciydi Annesi ile babasının resmi olmayan ilişkilerinin sonunda dünyaya gelmişti ve Onu evlatlık olarak İsveç`li Karlson ailesine vermişlerdi.. Belkide bu soğukluğu Norveçli biyolojik babasından geliyordu.
Kontrol odasında günlük raporları izleyen yürütme amiri Paul :
-Sorun nedir Oscar..
-Bu defa ki farklı Acil toplantı haline geçmemiz gerekmekte. Lütfen çarpıştırıcıyı off sete al.(hiç olmadığı kadar endişeli)

Of set çarpıştırıcının tüm hazırlıklarını başa almak demekti çarpışmaya 5 gün kalmıştı ve off set çarpışmayı geçiktirmek demekti. Hadron çarpıştırıcısı on sete geçtikten ancak 7 gün sonra çalıştırılabilmekte ve bu durumda çarpışma ertelenicekti.

Paul hiç düşünmedi. Çünki Oscar İşinde mükemmel ve en ufak hatayı kabul edemiyecek kadar kendini bu işe adamış bir bilim adamıydı..
Paul elindeki telsize "Durum 7 kontrol odası" anonsunu geçti. ve elindeki belgelere bakmaya devam etti.
4 dk sonra içeriye Bora ve hadronun fikir babası Stephan girdi. Of set ışığını gördüğünde elini yüzüne koyarak sıkıntımız büyük sanırım dedi..
Stephan ve Bora Harvard da Fizik bölümünden aynı yıl aynı ortalamayla mezun olmuşlardı fakat 1.liği hadron çarpıştırıcısı fikri ile Stephan aldı.

Oscar sanırım 95 kişi kalacağız dedi ama bu giden kim olacak kimse bilmemekteydi.
-Sorun nedir bir an önce halletmeliyiz.. diyerek oturdu masaya Bora
-Sorun Ön paneldeki bilinçli arıza..
Bilinçli arıza ne demekti ?
Biri deneyi sabote etmek istemişti ama nasıl ? Buradaki 96 kişide alanında uzman ve arzulu bilim adamlarıydı..
- bugün Panel katında manyetik alan taraması yaparken 3 panelin tepki vermediğini gördüm panelleri kaldırdığımda fiber kabloların kırıldığını gördüm ki bu fiberlerin o panellerin altında kırılması imkansız..
-Arıza ne kadar zamanda giderilir ? dedi Paul.
-Olabilecek arıza için 2 yedek fiberimiz vardı 4 panelden 3 ünün arıza verebilecegini düşünmedik. 1 günde diğer fiberleri sipariş eder 2. gün onarım yaparız..
- Bora çok sinirlenmişti.. Nasıl ve Kim bunun cevabını istiyorum Oscar Dedi!
ZonLab da 96 kişi yani 8 grup çalışmaktaydı.. ve herkes kendi bölümünün dışında hiçbir zonlap odasına giremezdi. Panel odasında ise Oscar'la birlikte 7 kişi çalışmaktaydı olay biraz polisiyeye dönmek üzereydi Zonlab'da..
Bora Şuanda tam bir düş kırıklığına uğramıştı 7 kişi içerisinden içlerindeki sabotajcıyı bulmak zorundaydı. Oscardan çıkmasını istedi..
Paul , Stephan ve Bora 15 dk sessiz kaldıktan sonra Artık bir karar vermeleri lazımdı aslında bir felaketten dönülmüştü. Bu arıza farkedilemeseydi çarpıştırıcıdaki enerji panelden sızıp bir nükleer etkisi yapabilirdi. batı Karadenizin yerini büyük bir koy alabilirdi..
Binada sürekli izlendiklerini ve heryerde kameralar olduğunu herkes biliyordu fakat panel odasının içi deney sahası olduğundan kör noktada kalıyordu.Başka bir çözüm bulmak gerekti. Oscar içeri girdi ve personelden birinin acil hastahaneye gitmesi gerektiğini iç kanamadan şüphelendiğini söyledi.. Zonlabda tüm aksilikler üst üste gelmekteydi Bora eliyle gerekenin yapılmasını işaret etti..
Kontrol odasında kayıt yapmadan personel çıkışları yasaktı..personeller giriş ve çıkışlarını parmak damar haritasını bilgisayara okutarak yapmaktaydı.
Oscar Antonia yu çağırdı Antonio kimseyle pek konuşmayan bir  İtalyandı. işini yapar ve yemek hanede işi olmadığı zamanlarda düşünmesiyle meşhurdu Türk arkadaşları ona aşık Anto derlerdi.
Antonio odaya girdi ve eli sarılıydı tarama cihazının yanına geldiğinde sağ elini açtı ve parmağını okuturken paul O dehşet sahneyi gördü eli bileğine kadar morarmıştı ve cihaz elini algılamadı..
Paul üniversitenin bilgi işlem dairesinde çalışırken baş parmağını kaybetmişti ve direk o sahne gözünün önüne geldi. Paul fiber kablonun ucuna yanlışlıkla dokunmuş ve küçük fiber kabloları parmağına çok derin bir acı vererek batmıştı. bunu pek önemsemeyen Paul ertesi gün parmağını kaybetmiş biraz daha geç kalınsa kolunu bile kaybedecekti.
Paul  Antonio'ya
-Hangi bölümde çalışıyordun ?
- "Panel Dairesi Başkan" dediğinde bu büyük problem birden çözülmüştü hemde kendi kendine ..
Antonio Katolik bir ailenin çocuğuydu ve dini söylemlerden son zamanlarda çok etkilenmeye başlamıştı.. Bunu bilen katolik kilisesi mensupları onun beynini daha 1 ay önceden yıkamaya başlamışlardı tüm baskılara göğüs geren Antonio artık yenik düşmüştü.. Fiber kabloları kırmıştı ve bu onun eline mal olmuştu..
Paul:
-Adamımızı bulduk
Antonio:
Efendim ben... Dedi ve durdu masadan bir sandalye çekti ve sonunu bekleyen bir kurban gibi elini başına koydu..
Çok uluslu bir proje olduğundan Bora ayağa kalktı ve telefonunu açtı.. İnterpool'ü aradı..
179 milyar euroluk bir projeyi aksatmanın cezasının ne olabileceğini düşündü Antonio..
Boranın konuşması kısa sürdü..
Eğildi Antonio'nun yaka kartına baktı
-447-672R Hall Step dedi ve kapattı..
Antonio'ya dönerek .
-Kahve?
-Teşekkür ederim dedi Antonio ve ekledi. sizinle çalışmak onurdu..
Bora Bunu söylemeyi hiç istemezdi fakat "Üzgünüm ama ben aynı düşüncede değilim dedi" Proje sarkmıştı ve bu denli büyük bir projenin 1 gün sarkması 1 milyar dolar demekti..
Oscar' a dönerek bir an önce çalışmalara başlayın 1  gün sonra on Set e geçiyoruz dedi.
-Bu imkansız Dedi Oscar..
-Bora gerekeni yap diyerek işaret etti yine eliyle.. Bu onun stresli ve sinirli hallerinde kullandığı bir konuşma diliydi ve aksi bir şey söylendiğinde sonuçları çok kötü olabiliyordu..
Oscar o gece Ööel bir jet ile İsveç'e uçtu.
Dönüşü yarın olacaktı..
Devam Edecek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder